“`html
Polislerin Sessiz Çığlığı: Bir Mesleğin Dönüşen Yüzü
Bazı sabahları, içinde tarifi zor bir rahatsızlık hissi ile gözlerinizi açarsınız. Telefon ekranında gözüken ilk haber ile boğazınıza bir düğüm oturur:
“Yine bir polis intihar etti.”
Günden güne artan bu tür haberler, artık yalnızca bireysel trajediler olmaktan çıktı. Bu durum; toplumun en temeli olan güvenliği sağlayan bireylerin haykırışıdır. Maalesef bu haykırış, yıllardır dikkate alınmamaktadır.
Polislik: Meslekten Daha Fazlası
Polislik, Türkiye’de sadece bir meslek olmanın ötesinde; gündüz ve gece, aile ve görev arasındaki sınırın belirsizleştiği bir yaşamsal anlayıştır. Polis, toplumun güvenliğini sağlamak adına kendi yaşamını, sağlığını ve ailesini ikinci plana atan bireydir.
Bu mesleği tercih ederken geçilen psikolojik ve fiziksel testler, bireylerin göreve hazır olup olmadığını göstermekte. Ancak asıl mesele, devletin bu hazır personel için yeterli ve sağlıklı bir çalışma ortamı sunup sunmadığıdır.
Kritik Veriler: Güvenlik Teşkilatının Yıpranışı
Son 35 yıl içinde, tam 1.311 polis memuru intihar ederek yaşamına son verdi. Özellikle 2021 yılında bu sayı 108 olarak kayıtlara geçti. 2025’in ilk yarısında ise, bu sayı çoktan 38’e ulaştı.
Bir rapora göre, polislerin %75’i mesleklerinin psikolojilerini olumsuz etkilediğini ifade ediyor. Ayrıca, %74’ü aile hayatlarının büyük ölçüde zarar gördüğünü belirtmektedir.
Ortalama yaşam süresi Türkiye genelinde 73,8 yıl iken, bu süre polislerde sadece 55 yıla kadar düşmektedir. Bu tablo, devletin en temel güvenlik organının ne denli yıprandığını gözler önüne seriyor.
Mobing: Yasal Haklara Göre Baskı Mekanizması
Mobing, yalnızca psikolojik bir zorbalık değil; aynı zamanda çalışanların iş güvencesini tehdit eden bir kontrol mekanizmasıdır.
Polis okullarında, meslek hayatı şu sözle başlar: “Mesleğiniz pamuk ipliğine bağlı. Amirinizin iki dudağı arasında…” Bu yaklaşım, yasalarla belirlenemeyen, tamamıyla kişisel kararlarla şekillenen bir hiyerarşiyi doğurur. Sessiz kalan ve boyun eğenler, makbul personel durumuna gelir.
Oysa Anayasa’nın 18. maddesi, “Angarya yasaktır.” ifadesini taşır. Bu hüküm, kamu personeli için geçerlidir ve polisin ek görevlere zorla çağrılması, bu düzenlemeye aykırıdır.
Vardiya Sistemleri: Fiziksel ve Ailevi Çökmekte
12/12, 12/24 gibi çalışma sistemleri insan sağlığı için uygun değildir. Polis memurları sıklıkla 15-16 saat çalışmakta, ardından sadece 2 saat dinlenerek tekrar göreve dönüş yapmaktadır.
657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’na göre, memurun haftalık çalışma süresi 40 saattir. Ancak gerçek durum 60 saatten fazladır.
Aylık çalışma süresi, 240 saati aşmaktadır. Bu kadar yoğun çalışmaya rağmen saatlik ücret ödenmemekte, fazla mesailer tazminat olarak sabitlenmektedir.
Yorgunluk ve aile yaşamı göz ardı edilmiştir. Anayasa’nın 55. maddesi geçerli olmasına rağmen, polisler üzerinde bu uygulama yoktur.
Sosyal Güvenlik: Polis için Ne Denli Güvenli?
Polisler, meslek hayatlarında aldıkları maaşın %40-50’sine düşen emeklilik maaşı ile yaşamak zorundalar. Aile yardımı mevcut değil ve görevdeyken aldıkları Emniyet Hizmetleri Tazminatı emeklilikte kesilmektedir.
POLSAN kesintisi, emeklilikte dezavantaja dönüşebiliyor. Emekli polisler, geçinmek adına sokaklarda kağıt toplayarak ya da bekçilik yaparak hayatlarını idame ettirmektedir.
Sosyal güvenlik sistemi, emeklilik döneminde de çalışanların insanca bir yaşam sürmesini sağlamalıdır; ancak bugün bu güvence polisler için mevcut değildir.
İkincil Görev: Aileler Kurban Ediliyor
Emekliliğine iki yıl kala, çocukları üniversite seviyesine gelmiş bir polis memuruna ikincil görev çıkarıldığında, bunun sonuçları acı olmakta. Evlilikler sarsılmakta, boşanma oranları artmaktadır.
Eğitim süreçleri aksamaktadır. İkincil görev zorunluğu, bir ceza haline gelmiştir.
Maaş Dengesizliği: Onur Kayboluyor
Yeni başlayan bir polis memurunun maaşı: 54.800 TL, 10 yıllık personelin maaşı 60.000 TL, 22 yıllık polis memurunun maaşı ise 62.000 TL’dir. Aynı ülkede belediye personelinin maaşı ise ortalama 90-100 bin TL arasındadır.
Aradaki fark, yalnızca maaş farklılığı değil; sendikal hakların eksikliğidir. Polislerin sendika kurma ve toplu sözleşme hakkı bulunmadığı için diğer kamu çalışanlarının elde ettiği ek olanaklardan yararlanamamaktadırlar.
Çözüm Önerileri: Güvenlik Reformu Zamanı
Polislerin sorunları giderilmeden, kamu güvenliği güçlenemez. Devletin otoritesi, yalnızca çalışanlarının haklarını koruyarak meşru olabilir. Bu bağlamda:
- Anayasa’nın 18. ve 55. maddeleri uygulanmalıdır.
- Çalışma süresi haftada 40 saatle sınırlanmalıdır.
- Fazla mesai saat başı ödenmeli ya da 8 saate 1 gün izin verilmelidir.
- 3600 ek gösterge tüm personele verilmeli.
- Emeklilikte aile yardımı ve tazminat hakları korunmalıdır.
- Sosyal güvenlik sistemi polis için güçlendirilmelidir.
- Amir mobbingine karşı bağımsız denetim mekanizması oluşturulmalıdır.
- Sendika hakkı anayasal çerçevede tanınmalıdır.
Toplumun Huzuru İçin Bir Çağrı
Bu yazı, topluma bir çağrıdır. Sokakta karşınıza çıkan o gülümseyen polis, akşam evine döndüğünde borçlarını düşünüyor. Sabah nöbeti çıkan bir polis, annesini hastaneye götüremediği gibi çocuğuna “baba, hafta sonu parka gidelim” dediğinde “ek görevim var” yanıtını vermek zorunda. Bu durum, bir ülkenin polisinin kaderi olmamalıdır.
Çünkü o, sadece bir kamu çalışanı değil; adaletin kapı bekçisi, toplumun huzurunu koruyan son kaledir.
Ve bu kapıdan bir ses yükseliyor: “Yardım edin!”
Duyan kimse var mı?
“`