CHP’li Taşcıer’den “yangın” tepkisi: Aynı eksiklikler, aynı hazırlıksızlıklar, aynı ihmaller ve yine aynı talihsiz acılar!

“`html

CHP Genel Başkan Yardımcısı Taşcıer, Orman Yangınlarına ve Basın Özgürlüğüne Dikkat Çekti

CHP Genel Başkan Yardımcısı Gamze Taşcıer, Eskişehir’in Seyitgazi ilçesinde meydana gelen orman yangınında yaşamını yitiren 5 orman işçisi ve 5 AKUT gönüllüsü hakkında, “Her yangın mevsiminde benzer acıları tekrar yaşıyoruz. Sürekli tekrarlayan eksiklikler, hazırlıksızlıklar, ihmaller ve sonuçta yine derin yaralar… Orman çalışanları yangınlarla amansız bir mücadele veriyorlar; ancak bunu uzun süredir yetersiz personel, sınırlı gereçler ve zor koşullar altında sürdürüyorlar. Gönüllüler ise aynı azim ve cesaretle alevlerle yüzleşiyor. Onların kahramanlıklarına hayran kalanlar, hayatta kalmaları için gereken önlemler konusunda aynı titizliği göstermiyor.” şeklinde konuştu.

Basın toplantısında, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu belgesi olan Lozan Antlaşması’nın 102. yıl dönümünü de hatırlatan Taşcıer, başta Cumhuriyetin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve İsmet İnönü olmak üzere, tüm kahramanları minnetle andığını vurguladı.

24 Temmuz’un Basın Özgürlüğü İçin Mücadele Günü olduğunu da belirten Taşcıer, “Maalesef ülkemiz, dünya basın özgürlüğü sıralamasında 180 ülke arasında 159. sırada bulunuyor. Televizyon ekranlarının kapatıldığı, gazetecilerin tutuklandığı ve gazetecilik faaliyetlerinin adeta cezalandırıldığı bir dönemde, tüm engellemelere rağmen halkın yanındaki duruşunu sürdüren, gerçeği aramaktan vazgeçmeyen tüm basın çalışanlarının, bu günü bir bayram olarak kutlayabileceği bir Türkiye umuyorum.” dedi.

Seyitgazi’deki Orman Yangınında Kaybedilen Hayatlar

Taşcıer, Seyitgazi orman yangınını değerlendirirken, acı bir haber aldıklarını belirterek şöyle devam etti:

Yangınla mücadelede 5 orman işçisi ve 5 AKUT gönüllüsü olmak üzere 10 değerli emekçimizi maalesef kaybettik. Bu ülkemiz için çok büyük bir kayıp. İfade edilecek sözlerin sonuna geldik. Her yangın döneminde benzer acılarla karşılaşıyoruz. Devam eden eksiklikler, hazırlıksızlıklar, ihmaller ve sonuçta yaşanan trajediler… Orman işçileri büyük bir özveriyle yangınlarla savaşıyor, fakat uzun zamandır yetersiz personel ve yetersiz ekipmanla bu mücadeleye devam ediyorlar. Gönüllüler de alevlerin ortasında cesaretle yer alıyor. Onların kahramanlıklarına hayran kalanlar, hayatta kalmaları için gerekli önlemleri almakta maalesef hassasiyet göstermiyor.

Önlem Alınmadığı Sürece Sorunlar Devam Edecek

“Bu nedenle sorun sadece teknik eksiklikler ya da personel sayısında değil. Asıl mesele, tek adam yönetiminin doğaya, emekçilere ve insanlara yaklaşımdaki sorunlardır. İktidarın bu bozuk ve çarpık derecede yönetimi devam ettiği sürece alınacak önlemler, kurulacak komisyonlar ya da yapılacak araştırmalar ve soruşturmaların hiçbir faydası olmayacaktır. Çünkü şu an yürütme, Erdoğan etrafında yoğunlaşmış durumda. Yasama da onun talimatlarına bağlı kalmakta. Yargı ise Erdoğan’ın istekleri doğrultusunda kararlar vermekte. Klasik anlamda tek elde toplanan bir sistemde, devlet aklının işleyişinin sağlanmasını, etkin araştırmalar yapılmasını ve önleyici tedbirlerin alınmasını beklemek büyük bir saflıktır. Vakit kaybıdır. Ölenlerin geride bıraktıklarıyla kalmaması için bu düzenin öncelikle değişmesi şarttır.

Demokrasinin Nefessiz Kalmasına Neden Olan Rejim

“Sadece emeğe değil, emekle sembolize edilen her şeye düşman bir tek adam yönetimiyle karşı karşıyayız. Emeği sadece maliyet unsuru olarak gören, emekçiyi itaat etmesi gereken bir üretim aracı olarak konumlandıran bu yönetimin sonu kaçınılmazdır. Emeği değersizleştirerek otoriter bir rejim oluşturulmaya çalışılmakta. Emeğin yok sayıldığı her yerde, demokrasi de yok olur.

Bugünkü Eylemlerimiz Bir İnsanlık Onuru Mücadelesidir

“Mersin Akkuyu’da yaşananlar açık bir şekilde ortada. Nükleer santral inşaatında çalışan ve maaşlarını alamayan işçiler, haklarını aradıkları esnada güvenlik güçleri tarafından şantiyeden zorla çıkarıldılar. Bu rejim ne emeği yaşatmaktadır ne de ona saygı göstermektedir. Emeğin yok sayıldığı her düzende insan hayatı da değersizleşir. Bugün emek mücadelesi aynı zamanda bir insanlık onuru mücadelesidir. Bu noktada Kamu Çerçeve Protokolü süreci, emeğin onuruna sahip çıkma konusunda büyük bir sınav olacak. Ancak, bölüm bölüm müzakere edilmenin ötesinde, iktidarın işçilerin taleplerine kulak vermek yerine sadece dayatmaya yöneldiği bir süreçle karşı karşıyayız. Masadaki önerilerin değil, masayı kontrol eden iktidar zihniyetinin sorgulanması gereken bir dönemden geçiyoruz.

Kamu işvereni, halkın vergilerini toplayan siyasi iktidardır ve bu durum doğrudan onun sorumluluğundadır. Tekrar belirtmek gerekiyor ki, toplu sözleşmeler çocuk oyunlarına dönüştürülemez. Bu masa, hükümetin bir kanadının diğerine operasyonlar gerçekleştireceği bir oyun alanı olmamalıdır.

İşçilere Düşük Ücret Dayatılıyor

“Tek adam yönetiminin yeni stratejisinin ilk aşamasıyla yüzleşiyoruz. Bugün yakın tarihimizde utanç verici bir ekopolitik kumpasla karşı karşıyayız. Örgütsüz toplu sözleşmeler, düşük ücretli istihdam ve kısıtlı ücret artışları hedeflenmektedir. İktidar, işçileri düşük ücret sarmalında tutmak istemekte ve bütçe açığının yükünü kamu emekçilerine yüklemek istemektedir. Bu plan dâhilinde işçilerin az bir ücretle yetinmesi, yaşamsal zorlukların normalleşmesi ve sendikal hakların kısıtlanması hedeflenmektedir.

Önümüzdeki günlerde 4 milyon kamu çalışanını ve 3 milyon emekli memuru, toplamda 7 milyon kişiyi doğrudan etkileyecek olan 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmeleri başlayacaktır. Hükümetin kamu işçilerine sunduğu düşük zam teklifi, memurlar için de benzer şekilde düşürücü bir etki yaratacaktır. Bu durum, iktidar açısından ‘kazan-kazan’ sürecine dönüşse de emek cephesi bakımından büyük bir sefaletle sonuçlanacaktır.”

Halktan Yana Yeni Bir Rejim Tasavvuru

“Orman işçileri alevlerin arasında, Akkuyu’daki işçiler şantiye barikatlarında, maden işçileri yerin derinliklerinde hayat mücadelesi verirken susmak, yalnızca bir hükümete değil, aynı zamanda bu sömürü düzenine de onay vermektir. Biz, halktan yana yeni bir rejim hayalini dile getiriyoruz. Bu iradeyi kararlılıkla temsil etmeye devam edeceğiz. Emeğin Türkiye’sini inşa etmek için örgütlenecek, yan yana duracak ve ortak mücadele edecek adımları atacağız. Çünkü bu ülke, hak ettiği daha adil, onurlu ve özgür bir geleceği mutlak suretle elde etmelidir. Ve biz o geleceği hep birlikte inşa edeceğiz.

(ANKA)

“`

Related Posts

Beton dökülürken inşaat çöktü

Şanlıurfa’nın Viranşehir ilçesinde beton dökülürken bir inşaat çöktü. İşçilerin de olduğu 7 kişi yaralandı.

Rüşvetiniz kargoya verilmiştir

Yeni Şafak Gazetesi’nin 24 Temmuz 2025 tarihli birinci sayfasında yer alan manşet ve haberler… Savunma üretimi kıtaları aşıyor 17. Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı, Türk firmalarının Afrika’dan Asya ile Avrupa’ya kadar geniş bir coğrafyada …

Karabük’te orman yangınları nedeniyle 10 köy boşaltıldı

Karabük Valisi Mustafa Yavuz, Safranbolu ve Ovacık’taki orman yangınları nedeniyle 10 köyün boşaltığını belirtti.

Yemek yemeyi reddedip yalnızca bira tüketen adam öldü

Tayland’da bir adam, yemek yemeyi reddedip bir ay boyunca yalnızca bira tükettikten sonra hayatını kaybetti.

Bakan Tunç’tan “700 hükümlü tahliye edildi” iddiasına açıklama

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, 700 hükümlünün tahliye edildiği iddiasına ilişkin açıklama yaptı.

Yunan adalarında 5.0 büyüklüğünde deprem

Yunanistan’da Girit Adası açıklarında saat 16.26’da Atina Üniversitesi’ne göre 5.0, Kandilli Rasathanesi’ne göre 4.8 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Korkutan depremin büyüklüğü dışında derinliği de iki merkez tarafından farklı olarak açıklandı …